Türkiye organik ürün ihracatında sınırı aştı
İZMİR (IGFA)- Kimyasal gübre ve zirai ilaç kullanılmayan 1,6 milyon ton organik sertifikalı ürün üretimiyle yıllık 1 milyar dolarlık ihracat rakamını geride bırakan Türkiye, 1,5 milyar dolar döviz geliri elde etmeyi hedefliyor Dünya çapında yaygınlaşan yeşil tarım hareketi sayesinde organik ürünlerden faydalanılıyor.
311 bin hektar alanda kuru meyveden zeytinyağına, tahıldan pamuğa 268 farklı ürünü organik olarak üreten Türkiye, yaklaşık 53 bin organik çiftçisiyle Avrupa’da 4’üncü sırada yer alıyor.
AB, ABD ve Uzak Doğu gibi ülkelerin yeşil tarım projeleriyle organik sektörlerini genişletmeyi hedeflemesiyle pazarın hızla büyüyeceğini öngören ihracatçılar, uluslararası fuarlardaki etkinliğini artırıyor. Organik ürünlerin dünyanın en büyük buluşma noktası olarak kabul edilen Almanya’daki BioFach Fuarı için hazırlıklarını tamamlayan ihracatçılar, 13-16 Şubat tarihleri arasında Nürnberg’de düzenlenecek fuardan yeni temaslarla dönmeyi planlıyor.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2024 Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştirdiği BioFach Fuarı’nda toplam 37 Türk firması yeşil tarım alanındaki çalışma ve projelerini sunarak iddialarını yansıtacak.
Ege İhracatçı Birlikleri olarak organik ürün ihracatında koordinatör birlik olduklarını ve Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’inin Ege Bölgesi’nden yapıldığını belirten Ege Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, organik ürünlerin 1980’li yıllarda kuru meyvelerle başladığını söyledi. Bugün pek çok farklı sektöre yapılan yatırımlarla ürün hikayesinin kartopu gibi büyüdüğünü vurguladı. Türkiye’nin tarımdaki potansiyelini organik alanda kullandığını belirten Işık, “Ülkemiz bu konuda çok büyük tecrübeler kazandı. Şu anda çiftçi sayısıyla Avrupa’da 4’üncü, dünyada ise 13’üncü ülkeyiz. Bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.” söz konusu.
Dünya ticaretinde organik tarım pazarının 125 milyar doları aştığını, Avrupa’da sadece organik ürünler satan süpermarketlerin ortaya çıktığını, Türkiye’de ise marketlerde organik reyonların oluşmaya başladığını belirten Işık, şöyle devam etti: “Üzüm, incir ve kayısı Ülkemizin ana ürünleri olan mamüller hem üretimde hem de ihracatta yoğun talep görüyor.” Biz lideriz. 268 çeşit ürünümüz var. Kurutulmuş meyvelerin yanı sıra taze ve dondurulmuş sebzeleri de ekledik. Kiraz, vişne ve fındıkta ön plandayız. Yağlı tohumlar, zeytinyağı, baklagiller ve tahıllar gibi ürünlerle çeşitliliğimizi her geçen gün arttırıyoruz. 1 milyar dolar civarında ihracatımız var. “Gıda ihracatımız 500-600 milyon dolar civarında, pamuk ve organik tekstil ihracatımız ise 500 milyon dolara yakın. Dolayısıyla 1 milyar doları geride bıraktık. Şu anki hedefimiz 1,5 milyar dolara ulaşmak.”
AB’nin, pandemi döneminde gıda tedariğinde yaşadığı sıkıntıların ardından ilan ettiği “yeşil anlaşma” ile organik ürünlerin tarımsal üretimdeki payını yüzde 25-30’a çıkarmayı hedeflediğini ve yüzde 60’ını tahsis etme kararı aldıklarını belirten Prof. Tarım bütçesinin bu alana ayrılmasının organik ürünler anlamına geldiğini söyleyen Işık, bunun da organik ürünler anlamına geldiğini söyledi. Pazarını büyük ölçüde artıracağına dikkat çekti.
Türkiye’nin dünyaya sunduğu organik ürünlerin başka hiçbir ülkede bu kalitede yetiştirilmediğine dikkat çeken Işık, “Bu ürünleri göndermeye devam edeceğiz. Daha fazla talep olacak. Çünkü bunları kendi gıdalarına karıştırarak kullanıyorlar. Kendi ürünlerimiz. Ekmeklerinde, pastalarında, salatalarında kullanılıyor. Bu nedenle amacımız ilk etapta ihracatımızı artırmak.” “Bunu 1,5 milyar dolara, sonra da 2 milyar dolara çıkarmak” dedi.
Türkiye’nin organik üretim potansiyelini ortaya çıkarabilmesi için havza bazlı üretimin şart olduğunu belirten Işık, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülke olarak havza bazlı üretime öncelik vererek organik tarımın payını 2030 yılına kadar yüzde 10’a çıkarabiliriz. Bunu da miras yoluyla toprak bölünmesinin önüne geçerek, arazi entegre ederek, havza bazlı üretim yaparak başarabiliriz. Avrupa Birliği’nin 2030 hedefi doğrultusunda; Türkiye’de havza bazlı üretime geçerek organik üretimi desteklemek istiyoruz. Böylece hem topraklarımızı koruyabilir hem de sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz. “Dünyaya daha pahalı ürünler de satacağız.”